Cumhurbaşkanı Erdoğan: Uluslararası Güvenlik Sisteminin Yeniden İnşası Şarttır

TAKİP ET

Büyükelçiler ve DEİK İş Konseyi Başkanları ile iftar programında bir araya gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Genel olarak Birleşmiş Milletler,...

Büyükelçiler ve DEİK İş Konseyi Başkanları ile iftar programında bir araya gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Genel olarak Birleşmiş Milletler, özellikle de Güvenlik Konseyi sağlıklı çalışmıyor. İnsanların, toplumların, ülkelerin sorunlarına çözüm üretemeyen bir uluslararası kuruluş, bir süre sonra etkisini yitirmeye mahkûmdur" dedi.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen iftarda, Ankara'da görev yapan büyükelçiler ile Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) bünyesindeki iş konseylerinin başkanları ve iş adamları, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın misafiri olarak ağırlandı.

"RAMAZAN BARIŞ AYIDIR"

İftar yemeğinden sonra misafirlere hitaben bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyükelçiler ve iş adamları ile birlikte olmaktan duyduğu memnuniyetini dile getirerek, Ramazan ayının Müslümanlar ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diledi.

Ramazan'ın, bölgede ve dünyada her gün yeni acıların yaşandığı günlerde idrak edildiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hâlbuki Ramazan barış ayıdır, huzur ayıdır; paylaşma, dayanışma, yardımlaşma ayıdır. Peygamber Efendimiz, "Komşusu açken tok yatan bizden değildir." buyuruyor. Hâlbuki bugün insanlar, bırakınız aç yatmayı, ertesi güne sağ çıkıp çıkamayacaklarını bilmemenin endişesi içinde yaşıyorlar" dedi.

"ORTA DOĞU VE İSLAM DÜNYASI ÇOK KRİTİK BİR DÖNEMDEN GEÇİYOR"

Suriye'de, son 6 yılda hayatını kaybeden insanların sayısı yarım milyonu aştığını, ev ve yurtlarından olanların sayısının 12 milyonu, başka ülkelere sığınmak zorunda kalanların 3 milyonu Türkiye'de olmak üzere, 5 milyonu geçtiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgedeki ülkelerde yaşanan sorunlara değinerek, "Kısacası bütün Orta Doğu ve İslam dünyası çok kritik ve zor bir dönemden geçiyor. Türkiye'de, Fransa'da, Belçika'da, Pakistan'da, Amerika'da yaşanan terör olayları yüzünden yüzlerce masum insan hayatını kaybetti. Dünyanın pek çok yerinde inançlarından, kökenlerinden, kültürlerinden dolayı insanlar, sonu ölümle de biten baskılara, eziyetlere maruz kalıyorlar" diye konuştu.

"AYLAN BEBEĞİN GÖRÜNTÜSÜNÜ İNSANLIK ÇOK ÇABUK UNUTTU"

Bir Ramazan iftarında gündemin bu olmaması gerektiğini belirten ve "Burada, ülkemizi, bölgemizi ve tüm dünyayı daha mutlu, daha müreffeh, daha huzurlu hâle getirmenin yollarını, yöntemlerini konuşuyor olmalıydık. Maalesef, karşımızdaki manzara bizi bu hususları öncelikle ifade etmeye mecbur bırakıyor" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Açlıktan bitap bir şekilde, önündeki defter yaprağına, "Bir an önce ölmeyi ve cennete gidip yemek yemeyi" dileyen yazılar yazıp, tabut resmi yapan Suriyeli kız çocuğunun acısını yüreklerimizde hissetmek zorundayız. Cansız bedeni sahillerimize vuran Aylan bebeğin görüntüsünü, insanlık çok çabuk unuttu. Enkaz altından çıkartılan çocuk cesetleri artık haber bile olmuyor. Mardin'de teröristlerin daha doğmadan, annesinin karnında katlettiği bebek, maalesef, dünyanın gündemine giremiyor. İnsanı insan yapan değerleri; yani vicdanı, ahlakı, sevgiyi bir kenara bıraktığımızda, dünyada geriye sadece taş ve demir yığınlarından ibaret yapılar, araçlar kalır."

"DÜNYANIN GÜÇ OYUNLARINA DEĞİL, İNSANLIĞIN SORUNLARINA ÇÖZÜM BULUNMASINA İHTİYACI VAR"

Büyükelçilerin huzurunda tüm dünyaya seslenmek istediğini belirterek "insanlığa hep birlikte sahip çıkma" çağrısında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle seslendi: "Zulme; kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, asla rıza göstermeyelim. Teröriste; kimliğine, söylemine, kökenine, inancına bakmaksızın tavır koyalım. Mağdurlara, mazlumlara, gariplere hep birlikte kol-kanat gerelim. İşte o zaman dünyanın hepimiz için çok daha güzel, çok daha yaşanabilir bir yer hâline geldiğini göreceğimizden şüphe duymuyorum. Geldiğimiz nokta itibariyle artık dünyanın güç oyunlarına değil, insanlığın sorunlarına çözüm bulunmasına ihtiyacı vardır."

Türkiye olarak bu anlayışla insanı yardımlar konusuna büyük önem verildiğini ve çalışmaların bu doğrultuda yürütüldüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece Türkiye'nin yakın çevresine değil, dünyanın her kıtasında yardım faaliyetlerini sürdürdüklerini belirtti.

"VERDİKÇE DAHA FAZLA KAZANDIK"

Türkiye'nin verdiği kalkınma yardımları ve insani yardımlarla dünyada ABD'den sonra ikinci sırada, millî gelire oranla kıyaslandığında birinci ülke olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çünkü biz şuna inanıyoruz: "Veren el alan elden hayırlıdır." Öyleyse vermemiz lazım. Verdikçe biz kaybetmedik, tam aksine daha fazla kazandık. İşte buyurun şu anda 2016 ilk çeyrek büyüme oranı Türkiye'nin 4,8. Böyle bir konumdayız ve Avrupa'da şu anda bir numarayız, daha iyi olacağız, buna inanıyorum, bütün zorluklara rağmen daha iyi olacağız" şeklinde konuştu.

Uluslararası toplumdan da insani yardım bakımından beklentilerinin olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Aksi takdirde bugün çözüm bulamadığımız her insani kriz yarın yeni krizlerin, yeni sorunların tetikleyicisi olacaktır. Dün öncelikli mesele açlıktı, bugün terörizmdir, yarın belki sağlık olacaktır, daha başka temel ihtiyaçlar olacaktır" diye ekledi.

"TERÖRİZM İNSANLIĞIN ORTAK SORUNU"

Bugün ABD Başkanı Barack Obama ile Orlando'daki olay sebebiyle bir telefon görüşmesi yaptıklarını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün bu olaylara karşı ortak bir tavır içerisinde olunması gerektiğini ve terörizmin insanlığın ortak sorunu olduğunu vurguladı. Bu sorunun uluslararası bir mutabakat içinde aşılması gerektiğini savunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Başarmadığımız takdirde terör her gün birimizin kapısını çalacaktır. Terörizm sorunu karşısında sergilenen ikircikli tutum diğer konuların çözümü hususunda bize ümit vermiyor, çünkü bunun dünyada şu anda en ağır bedelini ödeyen ülke biziz. Biz her zaman teröre karşı iş birliğine hazır olduk, tüm terör örgütlerine karşı aynı şekilde muamele edilmedikçe, bu belaya karşı muvaffak olmamız mümkün olmayacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

"TÜM DÜNYANIN TEMSİL EDİLDİĞİ BİR GÜVENLİK KONSEYİ LAZIM"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası güvenlik sisteminin de yeniden inşasının şart olduğuna vurgu yaptı ve konuşmasında şu eleştirilere yer verdi: "Genel olarak Birleşmiş Milletler, özellikle de Güvenlik Konseyi sağlıklı çalışmıyor. İnsanların, toplumların, ülkelerin sorunlarına çözüm üretemeyen bir uluslararası kuruluş, bir süre sonra etkisini yitirmeye mahkûmdur. Burada bir sorun var, bu sorunu süratle çözmemiz gerekiyor, aksi takdirde herkes kendi başının çaresine bakmaya mecbur kalacaktır. Dünya için asıl büyük kriz de o zaman başlayacaktır. Bundan dolayı "Dünya 5'ten büyüktür" diyorum. Zira dünyayı, 196 ülkeyi biz 5 ülkenin dudakları arasına mahkûm edemeyiz. Hatta hatta bir ülkenin dudakları arasına mahkûm edemeyiz. Olması gereken nedir? Şu anda Asya, Avrupa kıtalarının temsilcilerinin olduğu, bir de Amerika'nın temsilcilerinin olduğu bir Güvenlik Konseyi var. Peki diğer kıtalar niye burada temsil edilmiyor? Diğer inanç grupları niye burada temsil edilmiyor? 1 milyar 700 milyon Müslüman'ın olduğu dünyada, halkı Müslüman olan bir ülke Güvenlik Konseyi'nde yok. Böyle adalet olur mu, böyle bir Güvenlik Konseyi'nden adalet çıkar mı? Diyorum ki, tüm inanç gruplarının temsil edildiği bir Güvenlik Konseyi, tüm kıtaların, tüm dünyanın temsil edildiği bir Güvenlik Konseyi'nin olması lazım. Ve burada geçici üyeler olmamalı, üyelerin hepsi daimi üye olmalı, 20 tane daimi üye, dönerli olarak bunlar değişmeli."

Artık dünyanın Birinci Dünya Savaşı'nın şartları altında yaşamadığını, şartların güncellenmesi gerektiğini, bu güncellemenin yapılmadığı takdirde dünyanın yaşanan zulme mahkûm olmaya devam edeceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, güçlü olanın değil haklı olanın, zalimin değil mazlumun hukukunu koruyacak bir uluslararası güvenlik sisteminin derhal oluşturulup işler hale getirilmesi gerektiğinin altını çizdi ve ekledi: "Dünyadaki uluslararası kuruluşların, topyekûn bir yeniden yapılanmaya ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Bugün yaşadığımız sorunların, bu kaçınılmaz sürecin başlangıcı, hızlandırıcısı olmasını diliyorum."