Marmara'da Müsilaj Alarmı: Sular Isındıkça Tehdit Büyüyor!
Müsilaj yeniden Marmara Denizi'ni tehdit ediyor! Prof. Dr. Mustafa Sarı, 3 metre derinlikte yoğun müsilaj görüldüğünü belirterek, 'Sular ısındığında yüzeye çıkacak yoğunluğu tahmin edin' uyarısında bulundu.
Marmara’da Müsilaj Alarmı: Sular Isındıkça Tehdit Büyüyor!
Marmara Denizi’nde müsilaj tehlikesi yeniden gündemde! Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi ve Müsilaj Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, Marmara’da süregelen müsilaj sorununa ilişkin çarpıcı bir paylaşım yaptı.
12 Mart Çarşamba günü Bandırma'da çekilen bir videoyu sosyal medya hesabından paylaşan Prof. Dr. Sarı, denizin 3 metre derinliğinde deniz çayırlarının üzerini kaplayan yoğun müsilaj kümelerinin tespit edildiğini açıkladı.
“3 metre böyleyse, derinleri varın siz hesap edin. Ya da sular ısındığında yüzeye çıkacak müsilajın yoğunluğunu tahmin edin” sözleriyle tehlikenin boyutlarına dikkat çekti.
Ekim ayında başlayan ve giderek yoğunlaşan müsilajın deniz ekosistemi üzerindeki etkisinin her geçen gün daha da ağırlaştığını vurgulayan Sarı, “Pinalar, deniz çayırları, mercanlar üzerlerini kaplayan müsilajın altında hayatta kalmaya çalışıyor.
Yüzeyde görmediğimiz için henüz yok sayıyoruz, bu yüzden müsilaja neden olan etkilere yönelik somut bir müdahale henüz yapılmadı.
Bilim insanları konuşuyor ama yetkililer sessiz kalmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.
"Denizi Kim Kirletiyorsa Yaptırım Uygulanmalı!"
Önümüzdeki haftalarda havaların ve deniz suyunun ısınacağını belirten Prof. Dr. Mustafa Sarı, bunun fitoplankton artışına neden olacağını ve müsilaj oluşumunun daha da yoğunlaşacağını dile getirdi.
“Denize dökülen atıkları acilen durdurmalıyız. Kirliliği durdurmadan müsilajdan kurtulamayacağız! Müsilaj, Marmara Denizi için kalıcı bir felakete dönüşmeden harekete geçmeliyiz” diyerek acil önlem çağrısında bulundu.
Deniz ekosistemini kurtarmak için atılması gereken adımları da sıralayan Prof. Dr. Sarı, arıtma tesislerinin etkin şekilde çalıştırılması gerektiğini, denizi kirleten kişi ve kurumlara kim olduklarına bakılmaksızın yaptırım uygulanmasının zorunlu olduğunu vurguladı. “Denizdeki balıkların, yengeçlerin, pinaların kimin bakan veya belediye başkanı olduğu ya da fabrika sahibinin kim olduğuyla ilgileri yok.
Onlar sadece evleri olan denizde huzurla yaşamak istiyorlar” diyerek sorunun tüm canlılar için büyük bir tehdit oluşturduğunun altını çizdi.
Müsilajın kalıcı bir çevre felaketine dönüşmemesi için acil önlemler alınması gerektiği bir kez daha gözler önüne serildi!