Olağanüstü olan olağan toplantı sonrası Ak Parti MYK toplanma kararı alındı!!Cumhurbaşkanı ile olan görüşme sonrası Başbakan Davutoğlu kısa bir istişare sonrası bu kararı aldı. Yarın saat 11:00’de gerçekleşecek toplantı sonrası Ak Parti sözcüsü değil Başbakan Davutoğlu bizzat basın karşısına geçecek. Başbakanlık kaynaklarından gelen haberler doğrultusunda olağanüstü kongreye gidileceği belirtiliyor. Bu kısa bilgi sonrası sürecin buraya nasıl geldiğini bir göz atacak olursak şunlar söylenebilir:Üslup farklılığı olan iki lider var karşımızda. İstişare yapan deneyimsiz, uzlaşmacı Davutoğlu ile yıllardır en zorlu süreçleri yaşayıp artık bireysel refleksleri gelişmiş kendi başına karar almayı daha uygun görmeye başlayan Erdoğan var.Başbakan Davutoğlu Erdoğan’dan görevi devralırken nasıl bir sürecin kendini beklediğini biliyordu. Erdoğan’ın hareketin mutlak lideri olduğu bir gerçek. Anayasanın verdiği bütün hakları kullanacağını belirten Cumhurbaşkanı ile aralarında bir yönetim sorunu olacağı aşikardı. Ama bugüne kadar zorlanarak belkide katlanarak da olsa süreç yürütüldü.Reisciler ve Hocacılar söylemi bir sosyal medya söylemi olsa da olayın ciddiyeti çok geçmeden anlaşıldı.Çözüm Sürecindeki iki liderin bakış açısı en keskin ayrışma olarak algılanmıştı. Başbakan silahlar susarsa süreç yeniden başlayabilir derken, Erdoğan tam tersi bir söylemle çözüm süreci buzdolabına kaldırıldı demişti. Sonrasında yaşanan birkaç kararname ile ilgili görüş ayrılıkları yaşandı. Geçen hafta cuma günü Ak parti tüzüğünde önemli bir değişiklik yapıldı. İl ve ilçe başkanlarını atama yetkisi parti başkanı ve teşkilatlardan sorumlu başkanın elinden alınarak Parti MKYK’ya devredildi. İpleri koparan süreç bu oldu ve bugüne gelindi.Peki bundan sonra ne olacak; %49,5 oy alma başarısı sağlamış Davutoğlu aday olmayacağına göre kim aday olacak ve bu aday ne kadar başarı sağlayacak?Kim gelirse gelsin çok büyük bir süpriz gerçekleşmeyecek çünkü bu hareketin lideri daha öncede dediğimiz gibi Erdoğan’dır. Bu hareketin tüm hücrelerine işleyen ve hakimiyet sağlayan, süreci yönetecek ve yeni oluşumun şeklini verecek olan yine kendisi olacaktır.Peki yeni gelen kişi Davutoğlu ile aynı kaderi paylaşmayacak mı? Davutoğlu ile Erdoğan karşılaştırıldığı gibi yeni gelen isim de aynı şekilde karşılanacak. Sürecin kısırdöngüye dönüşebileceği, Erdoğan’ın baştan beri savunduğu Başkanlık Sistemi tartışmaları daha hareretli bir hal alacağa benziyor. Bu süreci en az hasarla atlatılacak şekilde yönetmeye çalışacak son başbakan ile karşılaşacak gibiyiz.Türkiye bu tarz kırılganlıklara karşı dirençli bir yapıya kavuşmuş durumda. Kriz beklentisi içinde avuçlarını ovuşturanlar hayal kırıklığına uğrayacaktır.