6'YLA 8 ARASI "Halepli Mahmut" Bir süredir eski ek işim garsonluğa geri döndüm ve bugün size Mahmut'u anlatmak istiyorum. Mahmut Suriyeli sığınmacılardan biri, 7-8 yaşlarında olduğunu tahmin ediyorum. Günlerini şu puf bisküvilerinden satarak geçiriyor. Tanıştığımızdan beri bizim kafeye her geldiğinde izliyorum onu. Mahmut biraz fırlama, biraz samimi, gözleri ferfecir okuyan esmer zehir gibi bir çocuk. Mahmut kendisine sevgi gösterilmesini çok seven; ama onun bu kafeye girme hakkı olmadığını düşünen ya da kendisiyle muhattap olmasına tahammülü olmayan, masaya yaklaştığında telefonunu kenara çekme eğiliminde olan "ablaları" tarafından dışlanan, hediye olarak eli ndeki penguenli oyuncağını verdiği "abileri" tarafından sevilen, ona dondurma almak istendiğinde kendisi ısmarlamaya çalışan ve her gülümsemeye sarılarak karşılık vermek isteyen cömert bir çocuk, pek çoğumuzun aksine. Mahmut zengin bir ailede sarışın olarak doğmadığı ve şu ünlü mağazanın maymun logolu çocuk bölümünden giyinmediği için aşağılayıcı bakışlara maruz kalabiliyor. Bunları şimdilik pek ciddiye almıyor gibi görünüyor. Bir düğünde duyduğunu var sayıyorum, bana bugün "çek tulumbayı" şarkısını bilip bilmediğimi sordu. Tekrar tekrar devamını ezberlemeye çalıştı, nihayet ben hiç kopya vermeden baştan sona söyleyebildiğinde yüzünden başarmışlık fışkırarak "çak" yaptı ve beni ne kadar çok sevdiğini söyledi. Mahmut'un zeki bir çocuk olduğunu söylemiştim. Biliyorum, çok fazlamız "Suriyelileri burada istemiyoruz" diye her yerde yırtınıyor; gözleriyle ve sözleriyle. Ama ailesinin siyasi ve ekonomik tercihleri sonucunda Halep'ten Buca'ya yolu düşen Mahmut'a gelin de bunu anlatın. O herkesten farklı ya da 2. sınıf olduğunu düşünmeyen, bu sebepten zaman zaman hırçınlaşan bir çocuk. Burada kimsenin milliyetçi duygu ya da damarlarını örselemek niyetinde değilim yahut "dünya barışı" sloganları da atmıyorum, fakat eğer Mahmut ve tüm "Mahmut"lar bir gün bir suçluya dönüşürse bu hepimize ait toplumsal bir suç olacaktır. Bir süredir eski ek işim olan garsonluğa döndüm ve bugün size Mahmut'u anlatmak istedim. Toplumsal aidiyetlerimizin doğurduğu kibirlerimizi ve sözde elitliklerimizi çocuklara doğrultmamayı dileyerek... 10.09.2016 BAŞAK IŞILDAKLI