6'YLA 8 ARASI"İyi Bayramlar (Tatiller)!" Bellek oluşturma alışkanlıklarımızın günden güne ne kadar değiştiğini yaklaşık 2 senedir kullandığım cep telefonumu servise gönderdiğim, bilgilerimi yedeklediğim harici belleğin çöktüğü ve belgelerimi arşivlediğim "flash belleğim"in virüs kapıp erişilemez hale geldiği zaman diliminde tecrübe ederek fark etmiş oldum. Şayet sosyal medya hesaplarım da "hack"lenmiş olsaydı; son birkaç seneyi yaşayıp yaşamadığıma emin olamazdım.Artık çok da samimi olmayarak, aslında hissizleşerek her şeyimizi kaydediyor ve ardından kaybediyoruz; ama elle tutulur yerlerde değil. Filmli fotoğraf makinelerinden dijital makinelere ilk geçişlerin yaşandığı, dijital makinelerin popülerleştiği dönemde bunu ilk kez anlamıştık oysa; bir fotoğrafı bile bastırmanın ne kadar "tuzlu" olduğunu fark edince zamanla alışkanlıklarımızın fotoğraf bastırmaktan o dikdörtgen, gümüş renkli ve bir kenarından tutacak ipi sarkan makineyi elden ele gezdirerek fotoğraflara bakmaya dönmesiyle. Fakat o elden ele gezmelerde yanlışlıkla ne güzelim fotoğraflarımız silinmişti.Henüz fikirlerimin oturmadığı bir dönemde fotoğraf çekmek/çektirmek yerine anı yaşayıp hafızalara kazımayı savunurken, sonrasında hafızalarımızın nankörlüğü karşısında fotoğraflara olan bu karşı duruşumu değiştirdim. Bilhassa bir daha göremeyeceğiniz, artık yanınızda olmayan birilerinin yaşadığının kanıtları olarak benim için artık çok değerliler. Gözlerimiz bir fotoğrafla karşılaştığı an geçmişten ve şimdiki zamandan iki elin birbirini bulup samimiyetle tokalaşması gibi hislerimizi yeniden yaşayabiliyoruz, acısıyla tatlısıyla...İlk başta söylediğim "hack"lenmeyi yaşamadığımız müddetçe bellek oluşturma alanlarımızdan biri de "zaman tünellerimiz". Bu yazıya Facebook'tan ya da Twitter'dan ulaşan herkesin bir zaman tüneli var. Zaman zaman gerilere gidip kendi kendimize nostaljiler yaşattığımız, bir de şimdi sitenin hatırlattığı: "x yıl önce bugün bunu yaşamıştın."ları var. Her bir Facebook hesabı herkesin kişisel ve toplumsal albümü gibi, elbette yalnızca ön plana çıkarmak istediklerini sergilediği... Böyle düşününce de her zaman; sosyal medyayı insanların kendi vitrini haline getirip, birbirlerini yanlış ya da eksik veya fazla tanıdıkları bir mecra olması bakımından sosyal medyanın insan ilişkilerini olumsuz etkilediğini düşünerek hiçbir alanında olmayan eski bir arkadaşımı saygıyla selamlayasım gelir.Eskiyi ve yeniyi karşılaştıran, yeniye aç olup eskiye özlem duyan benliğimle; bahsettiğim veri kaybının yaşanmasının ardından bu tarz şeyleri sorgulamaya giriştim ve hazır yarın bayramken bir ucundan kalemimi ona da dokundurmak istedim.Biliyorsunuz ki, yarın pek çoğumuz "Nerdee o eski bayramlar?" lafını ya bizzat söyleyecek ya da duyacak. Öyle olmadığını bildiğim yerler de var elbette, en azından biz "metropol insanları" kadar bayramların eski ve yeniliğinin keskinliğini yaşamayan. Ama bu yazıya başlamadan hemen önce sevdiğim bir ahbabımın kendi zaman tüneline yazdığı ve tam da olduğu gibi: "Bayramlıklarını akşamdan sandalyeye dizen çocuklarken, deniz kıyafetlerini bavula koyan nesle dönüştük.". Anneannemin tatlı yetiştiremediği, bizim servis yapmaktan helak olduğumuz bayramları düşünüyorum da; kaldı ki 20 yaşımla çok önemli bir kısmını yaşayamamış olduğumu da kabul ederek; şimdilerde bayram olgusu gitmezsen olmayacak akrabalara mesaj atarak tatile kaçmanın bir fırsatı olarak ne kadar da tatsız. Benim için bu bayramın ayrı bir burukluğu daha var bu sene, her bayram sabahı muhakkak; önce bizim evin üst katında oturan anneannemlerin elini öptükten sonra iki arka sokakta oturan babaanneme gitmek ritüele dönüşmüşken; bu kez yalnızca anneannemin elini öpüp sonra yerime oturacağım ve eski fotoğraflara bakmaya başlayacağım. Yani bu sene bence bile "Nerdee o eski bayramlar!". Bellek oluşturma alışkanlıklarımızın günden güne ne kadar değiştiğini eskiden yemek tarifleri için defterler tutarken şimdilerde hangi yemeği yapacaksak internet sitesinden adını aratmamızda ve her tarifin kendine has ipuçlarının kaybolmasında dahi bulabiliriz. Yine de bir tatilin eşiğindeyken ve ülkemizde belirli birtakım siyasi meselelerden ötürü turizmle alakalı kaygılar mevcutken biraz daha iyimser bir hava katarak üslubuma, herkese "iyi tatiller" dilerim. Yoksa "iyi bayramlar" mı demeliydim?04.07.2016BAŞAK IŞILDAKLI